Hormonsuz Meyve-Sebzeyi Nasıl Anlarız

Dış görünüş ve yapılarına göre ayırt edebileceğimiz bazı yiyecekler şöyle:
 

Dış görünüş ve yapılarına göre ayırt edebileceğimiz bazı yiyecekler şöyle:
 
DOMATES:
 
Domates kesildiğinde içi fazlaca boşsa, meyvenin ucunda sivri çıkıntılar ve yuvarlak yapısından farklı bir şekle sahipse, hormonlu olduğundan şüphelenebilirsiniz. Ayrıca hormonlu domatesler de dik kesildiğinde ortasında beyaz ve sert bir tabaka görülür.

SALATALIK:
 
Şekilsiz, bir ucu kalın, bir ucu ince veya yan yana yapışık meyvelere dikkat edin. İçleri adeta sünger gibi, çekirdek evi de kof bir yapıya sahiptir. Tatlarında farklılıklar ve lezzetsizlik vardır.

BİBER:
 
Aşırı büyük ve etli bir görünüme sahiptir. Çekirdek etrafı boş, etli kısımda domatesteki gibi beyaz ve sert bir doku görülür.

PATLICAN:
 
Şekli bozuktur. Kenarında şişlikler görülür. Yan yana yapışıktır. Etli kısmı sünger gibi kof olur.

PATATES:
 
Şekilsiz ve yumruları birbirine yapışıktır. Patateste aşırı gübre ve hormon kullanılırsa içinde kararmalar görülür.

ÇİLEK:
 
Aşırı büyük, çift yapışık ve içleri boştur.

KARPUZ:
 
Hormonlu karpuzların çekirdek evleri boştur. Yendiği zaman aşırı nişasta kokusu verir.

Tırnaklar hastalık habercisi

 
Tırnaklar hastalık habercisi
Tırnaklarınızın yaşantınız hakkında bilgi verip, hastalıklara karşı uyardığını biliyor musunuz?

El ve ayaklarınızı göstermekten çekiniyor musunuz? Tırnaklariniz sizin yaşam biçiminiz hakkında bize birçok şey söylemektedir. Ama tırnaklarınızın sizin genel sağlınız hakkında birçok bilgiyi açığa çıkardığını biliyor musunuz? Tırnaklarınızın görünüşünde, şeklinde ve dokusunda oluşan değişiklikler bizlere örnek olarak;

• Koyulaşan tırnakların sedef hastalıgı belirtisi olabileceğini;

• Tırnaklarda olusan kırmızı beneklerin diyabet belirtisi olabileceğini;

• Solup sararan tırnaklarin anemi hastalığı belirtisi olabileceğini göstermektedir.

Tırnak Bakımı Temelleri
Tırnaklarınıza yapacağınız özenli bir bakım, onları sağlıklı tutar ve özellikle onları daha iyi keşfedebilmenize yardımcı olur.

Eğer tırnaklarınızın şeklinde veya renginde değişiklik gözlemliyorsanız, üzerinde siyah veya beyaz küçük çizgiler oluşuyorsa, girinti çıkıntılar veya kabarma meydana geldiyse, ve son olarak eğer tırnak bölgelerinizde acı duyuyorsanız mutlaka doktorunuz ile görüşmelisiniz.

Sağlıklı alıskanlıklar edinerek ve tırnak bakımı hakkında küçük de olsa bilgiye sahip olarak, olası birçok tırnak sorununun rahatça önüne geçebilirsiniz.

Tırnaklarınızı keserken, temiz ve keskin bir tırnak makası, veya temiz ve keskin bir kıskaçlı tırnak kesme makinesi kullanın.

Tırnaklarınız İçin En Güzel Öneriler
Eğer tırnaklarınıza oje sürüyorsanız, temizlemek için kullandığınız aseton ve benzeri tarzı kimyasalları haftada bir defadan fazla tırnaklarınıza sürmeyin.

Gittiğiniz güzellik salonlarında, manikür ve pedikür aletlerinin yüksek ısı ile bakterilerini öldürmeye yarayan steril temizleme aletlerinden mevcut olduğundan emin olun. Veya kendi aletlerinizi götürerek, temizliklerinden çok emin bir şekilde tırnak bakımı yaptırın.

Tırnakların etrafını çevreleyen deriyi koparmayın, kesmeyin ve tahriş etmeyin. Tırnağın enfeksiyon kapmasina neden olabilir. Bu etleri tahta çubuklar kullanarak geriye doğru nazikçe itiniz. Bu işlemi sıcak duştan sonra yaparsanız, etler yumuşak olduğundan daha kolay olacaktır.

Bol Bol İncir Yiyin

Hücreleri Yenilendiren Besin Hücreler, vitamin deposu incirle yenileniyor.

Tazesi yaz aylarında, kurusu kışın tüketilen vitamin deposu incir, içerdiği yüksek oranlardaki protein, vitamin ve minerallerle hücrelerin yenilenmesini sağlıyor. 

Amerikan Diyetetik Derneği'nin Denizaşırı Ülkeler Türkiye Temsilcisi Diyetisyen Selahattin Dönmez, özellikle sindirim sistemi için çok faydalı bir meyve olan incirin, içerdiği yüksek oranlardaki protein, vitamin ve minerallerle hücrelerin yenilenmesini sağlayan bir besin olduğunu belirtti. 

Lif deposu incirin gut hastalığını iyileştirici bir enzim olan 'fisin' maddesini içerdiğini söyleyen Selahattin Dönmez, incirin anti-kanserojenik etkisi üzerinde de çalışmalar bulunduğunu ifade etti. Dönmez, Japonya'da yapılan bir araştırmanın deri altında tümör gelişmiş farelere enjekte edilen incir özünün, tümörleri 11 günde yüzde 39 oranında küçülttüğünün tespit edildiğini ifade etti. 

Ayrıca incirin kemik sağlığı, kan pıhtılaşması ve sinir sistemi için gerekli kalsiyumun kaynağı olduğunu hatırlatan Doktor Dönmez, "Aynı zamanda anında enerji sağladığı ve krampları engellediği için sporcular açısından oldukça faydalıdır." diye konuştu. İçerdiği bazı asitler dolayısıyla doğal bir sakinleştirici özelliği taşıyan incirin, birçok kuru meyvenin iki katından fazla protein barındırdığını belirten Dönmez, vitamin deposu meyvenin kandaki kolesterol düzeyinin düşürülmesi gibi yararlar sağladığını da kaydetti.

Amerikan Diyetetik Derneği'nin Denizaşırı Ülkeler Türkiye Temsilcisi Diyetisyen Selahattin Dönmez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tazesinin yaz aylarında, kurusunun ise her zaman bulunabileceği incirin, özellikle sindirim sistemi için çok faydalı bir meyve olduğunu söyledi. İncirin, içerdiği yüksek oranlardaki protein, vitamin ve minerallerle hücrelerin yenilenmesini sağlayan bir besin olduğunu belirten Dönmez, "İncir, lif deposudur ve gut hastalığını iyileştirici bir enzim olan fisin içerir. Ayrıca çok hafif bağırsak çalıştırıcı özelliği olduğu da bilinmektedir. İncirin anti-kanserojenik etkisi üzerinde de çalışmalar bulunmaktadır" dedi. Dönmez, Japonya'da yapılan bir araştırmanın deri altında tümör geliştirilmiş farelere enjekte edilen incir özünün, tümörleri 11 günde yüzde 39 oranında küçülttüğünün tespit edildiğini ifade ederek, "Ayrıca kemik sağlığı, kan pıhtılaşması ve sağlıklı sinir sistemi için gerekli kalsiyumun en yoğun bitkisel kaynağı olduğu bilinmektedir. Anında enerji sağladığı ve krampları engellediği için sporcular için oldukça faydalı bir besindir. Özellikle kuru incir, demir ve potasyum açısından besin değeri yüksek bir meyvedir" diye konuştu. 

-"İNCİRİN SAKİNLEŞTİRİCİ ÖZELLİĞİ BULUNUYOR"- 

İncirin, içerdiği bazı asidler dolayısıyla doğal bir sakinleştirici özelliği taşıdığını da vurgulayan Dönmez, şunları kaydetti: "Besin değeri yüksek bir ürün olan kuru incir, kolay sindirilebilen fruktoz ve glikoz içerir. Protein miktarı birçok kuru meyvenin iki katından daha fazladır. Diğer meyvelerle karşılaştırıldığı zaman kalsiyum, bakır, magnezyum, potasyum ve kükürt bakımından birinci, enerji, pantotenik asit, riboflavin, tiamin ve piridoksin bakımından ikinci sırayı aldığı görülmektedir. İncir, içeriğindeki pektin nedeniyle, bağırsaklarda toksik maddelerin atılması, kandaki kolesterol düzeyinin düşürülmesi gibi yararlar sağlamaktadır."

Dönmez, daha olgunlaşmamış incirlerin oda sıcaklığında ve doğrudan güneş ışığı almayan bir yerde, olgun incirlerin ise buzdolabında saklanması gerektiğini belirterek, taze incirin ara öğünlerde veya salataları lezzetlendirmek için kullanılabileceğini ve kahvaltıda da tüketilebileceğini vurguladı.

BAL VE TARÇIN KARIŞIMININ TEDAVİ ETTİĞİ HASTALIKLAR

AĞRI KESİCİ

     Bir ölçü balı 2  ölçü ılık su içerisine koyup üzerine bir çay kaşığı toz Tarçın ilave ederek bir krem elde edilir. Bununla vücudun ağrıyan yerlerine masaj yapılır. 1-2 dakika içerisinde ağrının azaldığını gözlemleyebilirsiniz.

     Artritli hastalar, bir bardak sıcak su içerisinde 2 kaşık Bal ve bir çay kaşığı toz Tarçını eritip sabah, akşam alabilirler. Eğer düzenli olarak alırlarsa Kronik Artriti olan hastalar bile tedavi olabilirler.

   Kopenhag Üniversitesinde yapılan bir araştırmada; kahvaltıdan önce bir yemek kaşığı bal ve ½ çay kaşığı toz tarçını alan 200 hastadan 73 ü bir hafta içerisinde şifa bulmuşlar, geri kalan yürüyemeyen ve hareket edemeyen hastalar da bir ay içerisinde şifa bulmuşlard
ır.

 

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ

   Her gün kullanılan bal ve tarçın bağışıklık sistemini kuvvetlendirir ve vücudu bakteri ve virus saldırılarına karşı korur.

   Araştırmacılara göre bal, birçok vitamin ve büyük miktarda demir içermektedir. Balın düzenli kullanılması, akyuvarlar içerisindeki, bakteriler ve viruslarla savaşan, korpuskülleri de kuvvetlendirir.



DİŞ AĞRISI

   Bir kaşık toz tarçın ve 5 tatlı kaşığı bal karışımı ağrıyan dişe tatbik edilir. Ağrı kesilene kadar günde üç defa tatbik edilir.



HAZIMSIZLIK VE GRİP

   Toz tarçın 2 kaşık bal üzerine serpilip yemekten önce alındığında asit oluşumunu ve hazımsızlığı önler. İspanya da yapılan bir araştırmada bal içerisindeki bir maddenin grip mikroplarını öldürdüğü ve hastaları gripten koruduğu saptanmıştır.



İDRAR KESESİ ENFEKSİYONLARI

   İki kaşık toz tarçın, bir tatlı kaşığı bal, ılık su içerisinde eritilip içilir. İdrar kesesindeki mikroorganizmalar üzerinde etkilidir.

KANSER

  Japonya ve Avustralya da yapılan bir araştırmada, mide ve kemik kanserleri üzerinde başarılı olunmuştur. Bu tür kanserlere yakalanan hastalar günde bir kaşık bal ve bir kaşık tarçını bir ay süreyle günde üç defa almalıdırlar.


KALP HASTALIKLARI

   Bal ve tarçınla bir karışım yap ve bunu her sabah kahvaltıda reçel veya marmelat yerine ekmek üzerine sür. Bu uygulama arterlerdeki kolesterolleri eriterek hastaları kalp krizinden korur. Bu uygulama ile, daha önce kalp krizi geçirmiş kişiler, ikinci krizden kilometrelerce uzakta olacaklardır.

Bu uygulamayı düzenli olarak yapan kişilerde solunum güçlüğü ortadan kalkacak ve kalp atışları kuvvetlenecektir.

EVLAT SAHİBİ OLAMAMA

  Eğer bir erkek düzenli olarak uyumadan önce 2 kaşık bal yerse problemleri çözülecektir.

   Gebe kalamayan kadınlar bir tutam toz Tarçın ve yarım tatlı kaşığı balı gün boyunca bir bir sakız üzerine koyup çiğnediklerinde tükürükle karışarak yavaş yavaş emilerek etkili olmaktadır.


KOLESTEROL

   İki kaşık bal, üç tatlı kaşığı toz tarçın, 450 gr. demlenmiş çay içerisinde eritilerek içildiğinde kan kolesterol seviyesi 2 saat içerisinde % 10 düşecektir. Artrit hastalarına tavsiye edilen kür de günde 3 defa kolesterol hastaları için uygulanabilir.

 

  Günlük gıda ile alınan bal bile kolesterolün düşmesine yardımcı olabilir.



MİDE AĞRILARI

   Bal ve tarçın kürlerinin, mide ağrıları için olduğu kadar mide ülserleri için de yararlı olduğu saptanmıştır.


GAZ

   Hindistan ve Japonya'da yapılan araştırmalar Bal ve Tarçının midedeki gazı giderdiğini göstermiştir.

SAÇ DÖKÜLMESİ

  Saçı dökülenlerle tepesi açılanlar sıcak zeytinyağı içerisine bir kaşık bal, bir tatlı kaşığı toz Tarçın ilavesiyle elde edilen krem banyodan önce başa sürülür ve yaklaşık 15 dakika bekledikten sonra yıkanır.

SİVİLCELER VE DERİ 

 

3 ölçü bal, 1 ölçü tarçın ile bir krem yapılır. Bu krem uykudan önce sivilceler üzerine sürülür. Sabahleyin ılık su ile yıkanır.

 

Eğer 2 hafta süreyle her gün uygulanırsa sivilceleri kökünden çıkarır.

 

Egzama, mantar ve diğer deri infeksiyonlarında eşit miktardaki Bal ve Tarçın karışımı uygulanır.

 

YORGUNLUK 

 

1 bardak su içerisinde ½ kaşık bal ve biraz toz tarçının hergün kuşluk vakti ve vücut direncinin düşmeye başladığı takriben saat 15.00 te alındığında bir hafta içerisinde canlılığın arttığını tesbit etmiştir.

SOĞUK ALGINLIĞI

   Bir kaşık ılıtılmış Bal,1/4 tatlı kaşığı toz tarçın günde üç defa yenir.

   Bu uygulama birçok kronik öksürük,soğuk algınlığı ve sinüslerin temizlenmesi için de geçerlidir.

YAŞLILIK

    Bal ve tarçınla hazırlanan çay, düzenli alındığında yaşlılık harabiyetini önler.

   4 kaşık bal,1 kaşık toz Tarçın, 3 bardak su içerisinde kaynatılarak bir içecek hazırlanır. Günde 3-4 defa ¼ bardak miktarında içilir. Deriyi diri, taze ve yumuşak tutar, yıpranmasını durdurur.

ZAYIFLAMA

    Bir bardak su içerisine eşit miktarda bal ve tarçın konup kaynatılır. Her gün kahvaltıdan yarım saat önce aç karnına ve yatmadan önce içilir. Düzenli uygulanırsa kilo verilir. Ayrıca bu karışım düzenli olarak içildiğinde, yüksek kalorili diyet alınsa bile, vücutta yağın birikmesine engel olur.

Kalp krizi nasıl farkediliyor

Sağlık uzmanları 40-65 yaş aralığında sıkça görülen kalp krizi vakalarının belirtilerine dikkat çekti
 
EGE Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Akın, kalp krizine bağlı ölümlerin yüzde 40- 65'inin belirtilerin başlamasından itibaren 1 saat içinde hastaneye ulaşmadan gerçekleştiğini belirterek, "Kalp krizinin en önemli belirtisi göğüs ağrısıdır. Hastaların ve hasta yakınlarının bu konuda bilgilendirilmeleri ve yapacakları ilk müdahale, mevcut ölüm oranlarını azaltacağı gibi, kriz sonunda vücutta oluşacak zararları da ortadan kaldıracaktır" dedi. 

Göğüs ağrısının yeri, şiddeti ve süresi ile ağrıya eşlik eden bulguların kalp krizine ait olup olmadığının belirlenmesinin önem taşıdığını kaydeden Prof. Dr. Akın, "Ağrı, göğsün sol tarafında yaygın, basıcı, ezici, yanıcı ve iğnelenme şeklinde karakter gösterebilir. 3- 5 dakika sürebileceği gibi 20- 30 dakika arasında da devam edebilir. Omuza, çeneye, sol elin parmaklarına kadar yayılabilir, sırtı vurabilir. Bulantı, kusma, terleme, ölüm korkusunun eşlik ettiği bir panik görünümü vardır. Ağrı hareket ettikçe artabildiği gibi, dinlenince geçebilir. Oksijen, ağrı kesiciler hastayı rahatlatabilir ve ağrıyı giderebilir" diye konuştu. 

Akciğer hastalıkları, mide- barsak, yemek borusuna ait problemler, kemik ve adale ağrılarının da kriz sırasında görülen ağrı ile karıştırılabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Mustafa Akın sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Mevcut ağrıyı yeri, şiddeti ve süresi ile tanımladıktan sonra yapmamız gereken ilk şey en yakın sağlık kuruluşuna hastanın naklini yapmaktır. Sağlık kuruluşuna ulaşıncaya kadar hasta yakınlarının nasıl davranacağı çok önemlidir. Hemen 112 acil çağrıdan hastanın durumu ile ilgili bilgi aktarımı yapılmalı ve ambulans gelinceye kadar hastanın hareket ettirilmemesi, hastanın odasının havalandırılması, üzerindeki giysilerin gevşetilerek, kravatının çıkarılması, başının hafif yukarıda yatmasının sağlanması önemlidir." 

Pratikte yaşanan gecikmelerin yüzde 58 hastaya, yüzde 11 hekime bağlı olarak, yüzde 14 sağlık kurumuna ulaşım ve yüzde 17'sinin de hastane içerisindeki nakilde yaşandığını açıklayan Prof. Dr. Mustafa Akın, "Bu gecikme süresi ortalama 4 saat sürebilmektedir. Oysa ilk 2 saatten sonra kalpteki hasar giderek artmaktadır. O halde ölümü engellemek, kalpte oluşacak zararı asgariye indirebilmek için hızlı tanı, hızlı hastaneye sevk ve acil bir şekilde tedaviye başlanması önem taşımaktadır" diye konuştu.