Bitki Çayları Doğanın Bir Mucizesi

Doğanın mucizesi bitki çaylarının vücuda faydaları saymakla bitmiyor. Bitki çayları pek çok hastalıkta tamamlayıcı tedavi sağlıyor. Önemli olan hangi bitkinin ne işe yaradığını ve bitki çaylarının nasıl hazırlanması gerektiği bilmek.

Tıbbi Bitkiler Uzmanı Prof. Dr. Kerim Alpınar, bitki çayı seçerken nelere dikkat etmemiz gerektiğini anlatıyor. Zayıflamak için hangi çayları içelim? Kabızlık ve ishalde hangi çayları içilir? Uykusuzluğa, cilt problemlerine, mide sorunlarına, böbrek taşlarına, boğaz ağrısına iyi gelen çaylar hangileridir? Hepsinin cevabı pudra.com’da…

Bitki çayı seçerken nelere dikkat etmeliyiz?

Kullanacağımız bitkinin tam olarak o olup olmadığını anlamamız gerekir. O bitkiyse eğer, uygun zamanda toplanıp toplanmadığını, temiz olup olmadığını, küf taşıyıp taşımadığını, taze olduğunu bilmemiz önemlidir.

Bir tıbbi bitki çayı, ortalama 18 aylık bir raf ömrüne sahiptir. Muhakkak taze olanlarını almalıyız. Bitkinin nasıl kurutulduğu da önemlidir. Kurutma esnasında içindeki maddeleri kaybetmemiş olması lazım. Örneğin, köklerin güneşte kurutulması gerekirken, çiçeklerinden yararlanacağımız bitkilerin gölgede ve rüzgarda kurutulmuş olması önemlidir.

Zayıflamak için hangi çayları içelim?

Fazla kilo ödemden kaynaklanıyorsa, ödemin boşaltılması gerekir. Bunun için, eğer doktor da izin vermişse, idrar söktürücülere başvurulur.

Maydanoz: Maydanozun yaprak sapları özellikle ödemin boşaltılmasında son derece etkilidir. Fazla kilo, bağırsak tembelliğinden kaynaklanıyorsa, bağırsakları yumuşak tututarak şişkinliğin önüne geçilir. Bunun için müsilaj içeren bitkilerin kullanılmasını öneriyoruz.

Kabızlıktan hangi çay karışımıyla kurtulabiliriz?

Kabızlık sorununa iyi gelen bitkilerin bir kısmı, bağırsak mukozasına etki ederek onun çalışmasına teşvik eder ve dışkılamayı kolaylaştırır. Bir kısım bitkiler ise suyla birlikte şişerek kitlenin daha geniş olmasına neden olur, bu da bir süre sonra bağırsak hareketlerini başlatarak dışkılamayı kolaylaştırır. Eğer sorun çok akut değilse, müzminleşmiş bir durum varsa, su alınca kitle artıran yiyecekleri tercih etmek gerekir.

Keten Tohumu: Keten tohumu, müsilaj taşıdığı için, hem tahrişi azaltır hem de kitle oluşturur.

Sinameki: Alacağımız bitkinin aniden etki etmesini, örneğin gece alıp da sabah dışkılama olmasını istiyorsak, sinamekiyi öneririm. Yalnız bu bitkinin dozunu iyi ayarlamak gerekir. Herkes farklı hassasiyete sahiptir ve deneyerek uygun miktarı anlamak lazım. Sinameki tahriş edicidir ve piyasadan aldığımız sinamekinin gerçekten sinameki olup olmadığını, hangi bitkiden elde edildiğini ve usulüne uygun kurutulup kurutulmadığını kontrol etmemiz gerekir.

İshale karşı içmemiz gereken çaylar hangileri?

İshal çok rahatsız etmiyorsa ve çalışma zorunluluğu yoksa, evde oturarak hastalığın geçmesini beklemek ve bol su içmek en doğrusudur. Ancak ishal asıl çocuklarda önemlidir, çünkü su kaybı çok önemli sonuçlara yol açabilir. Piyasada, içinde gerekli mineralleri içeren tozlar vardır ve bunlar su içine karıştırılarak çocuklara verilebilir.

Demli Siyah Çay: Yetişkinler için çok demli olarak içilen siyah çay, içerdiği tanenden dolayı bağırsaklarda kabızlığa neden olur.

Keten Tohumu: Eğer keten tohumunu alıp bol miktarda su içerseniz, bağırsakta kitle teşkil edecek ve dışkılama olacaktır. Fakat gerekli olandan daha az su alırsanız, tohumlar suyu bağırsakların çeperinden toplayacağı için daha kıvamlı bir dışkının oluşumu söz konusudur.

Cilt problemlerine karşı kullanabileceğimiz bitkiler var mı?

Zeytinyağı: Zeytinyağı deri üstünde inanılmaz derecede faydalıdır. Zaman zaman saçlı deriye veya tüysüz olan deriye ılıtılmış zeytinyağının sürülmesi, deri katmanlarının çok yağlı hale gelmesine, dolayısıyla derinin kuruyan üst kısmının nemlenmesine ve beslenmesine yardımcı olur. Saçlı deride saçlar daha sağlıklı çıkar, daha parlak ve dolgun görünür.

Tatlı Badem Yağı: Tatlı badem yağının da tıpkı zeytinyağı gibi cilt üzerinde olumlu etkisi vardır.

Mide sorunlarına karşı hangi çayları içebiliriz?

Midede rahatsızlık etkeni, doktor tarafından da belirtilmiş çok önemli bir rahatsızlık değilse, pek çok bitkiyi kullanabiliriz.

Keten Tohumu: Gastrit veya aşırı alkol almaktan kaynaklanan tahriş söz konusuysa, müsilaj içeren bitkileri kullanabiliriz. Örneğin keten tohumu yararlıdır. Keten tohumunu parçalamadan kullanmak gerekir. Ilık suda veya oda sıcaklığında bir suda 8-10 saat bırakılan keten tohumu süzülür ve su gün içinde içilirse iyi gelir.

Papatya Çayı: Mide rahatsızlığı, bir gerginlik sonucu meydana gelmiş bir şişkinlik ve huzursuzluksa eğer, papatya çayını öneriyoruz. Papatyayı bir bardağa koyuyoruz, üzerine bir bardağın alacağı kaynar suyu ekledikten sonra 10 dakika demleyip içiyoruz.

Anason ve Rezene: Aşırı gaz oluşumuna bağlı şişkinlik söz konusu olduğunda da anason ya da rezeneyi veya bunların karışımını kullanabiliriz. Bunlar, uçucu yağ bakımından zengin olan meyvelerdir.

Boğaz ağrısını geçirecek bitki çayları hangileri?

Hatmi ve Ebegümeci: Boğaz ağrısına karşı hatmi veya ebegümeci gibi bitkileri kullanmak gerekir. Hatminin hem kökleri, hem yaprakları hem de çiçekleri çay yapmak için kullanılabilir.

Adaçayı: Adaçayı da gargara şeklinde kullanıldığında yararlı bir bitkidir. Yapraklarından hazırlanmış çayı çok sıcakken değil, bekletip vücut ısısına indirdikten sonra gargara yapmak için kullanabilirsiniz. Bu sayede bademcikler büzülür, dolayısıyla daha rahat yutkunma olur. Bu bitki ayrıca antiseptik özelliğinden dolayı bakterilerin seviyesini belli bir düzende tutar.

Böbrek taşı ve kum için hangi çaylardan yararlanabiliriz?

Kırk Kilit Otu: Böbrek taşları ve kum oluşumu görülen hastalar, böbrek fonksiyonlarında süzme sorunu yoksa çok bol su ve kırk kilit otu adı verilen eğrelti otlarının toprak üstü kısımlarıyla hazırlanan çayları içebilir. 2 gram kırk kilit otunun üzerine 100 ml kaynar su dökülür ve bir süre demlenip içilir. Ne kadar çok içilirse o kadar faydası olur. Çok uzun süre içmekten dolayı bir zararlı etkisi bugüne kadar görülmemiştir.

Maydanoz Sapı: Bunun dışında maydanozun sapları bir cezve içinde kaynatılıp süzülerek içilirse çok iyi bir idrar söktürücü etki bırakır. Tabii hamilelerin kullanmaması gerekir. Hamilelik ya da böbrek fonksiyonlarında bozukluk söz konusu değilse, maydanoz sapları bu şekilde değerlendirilebilir.

Kışın bünyemizi güçlendirecek çaylar hangileri?

Isırgan Otu, Ekinezya, Kurburnu: Isırgan otu, ister kök isterseniz de toprak üstü (çiçekli) kısımlarını kullanabileceğiniz ekinezya ve kuşburnundan yapılan çayların vücut direncini artırıcı etkisi vardır.

Uyumakta güçlük çekenler hangi çayları içmeli?

Kediotu: Türkiye’de yetişen kediotu kökleri çok iyi uyku verici bitkidir. Piyasadan alabileceğiniz ince uzun kalem şeklinde, pek hoş kokulu olmayan kediotu, sakinlik verici, derin uykuyu kolaylaştırıcıdır. Köklerden hazırlanan içecek, sabah, öğlen, akşam ve yatmadan yarım saat önce içilirse faydası olur, alışkanlık yapmaz.

Ancak uyku verici olarak bitki kullanılırken aynı zamanda sentetik ilaçlar da alınırsa sersemlik hali yaratabilir. İkisinden birini tercih etmek gerekir. Ayrıca taşıt kullanmadan çok önce almak ve beraberinde alkol kullanmamak gerekir.

Kaynak: http://www.pudra.com/yasam/dogal-yasam/her-derde-deva-bitki-caylari-1422.htm

Gaz Problemi Hakkında

Bağırsak gazı nedir? Hangi yiyecekler gaz yapar? Sürekli gaz hastalık göstergesi midir? Yemekler nasıl pişirilirse daha az gaz yapar? Sorularınızın cevabı pudra.com’da…

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Görgülü, bağırsak gazının nedenlerini ve üstesinden gelme yöntemlerini açıklıyor…

Bağırsak gazı nedir?

Bağırsak gazı, sindirim sistemi kanalının, on iki parmak bağırsağı ve daha aşağı seviyesinde ince ve kalın bağırsaklar içindeki gazdır. Mide gazının bağırsaklara tahliyesiyle ya da bağırsak sistemi içindeki bakterilerin ekstra fermantasyon oluşturmasıyla bağırsak gazı oluşabilir.

Fonksiyonel bağırsak hastalıklarında, kronik kabızlıkta, halk arasında spastik kolit denilen irritabl bağırsak sendromu durumlarında bağırsak gazı görülebilir.

Ayrıca, sindirim sistemi enzimlerinin yetersiz salgılandığı, pankreas enzimlerinin eksik olduğu durumlar ile bağırsakta sindirim ve emilim için kullanılan enzimlerin eksikliğinde, safra sistemindeki bozukluklarda, safra kesesi taşları ve fonksiyon bozuluklarında da bağısaklarda ekstra gaz oluşumu gözlenebilir.

Hangi yiyecekler gaz yapar?

Baharatlı, özellikle yakıcı baharatlı (naneli, kekikli, acı biberli) yiyecekler, asidik karakterde olan sirke, limon ve birtakım hazır soslar, asit oranı yüksek olan roka, pırasa, lahana gibi sebzeler gaz oluşuma neden olabilir.

Bazı yiyecekler de insan vücuduna girdikten sonra mide ve bağırsak sisteminde fermantasyonla gaz oluşumu görülebilir. Bunlar, nohut, kuru fasulye, mercimek gibi bakliyatlardır.

Sürekli gaz hastalık göstergesi midir?


Normalde insanlarda besinler, stres durumu ya da bağırsak hareketlerine bağlı olarak geçici gaz oluşumu görülebilir. Ancak sürekli gaz oluşumu, büyük olasılıkla bir sindirim sistemi hastalığının göstergesidir ve sürekli oluşuyorsa, altında organik bir sorun aranmalıdır.

Hangi hastalıklar gaza neden olur?
  • Bağırsak fonksiyon bozuklukları,
  • Bağırsak içindeki bakteri oranlarının değişmesinden kaynaklanabilir. (Özellikle pankreas, safra ve bağırsağın kendinden salgılanan sindirim enzimlerinin oranlarında bozukluk olabilir.)

Gaz oluşumuna neden olan beslenme yanlışları:
  • Düzensiz beslenme,
  • Uzun süre aç kalma,
  • Bir seferde çok fazla yemek yeme,
  • Ekşili ve baharatlı yiyecekleri tercih etme.

Yemek sırasında yapılan hangi yanlışlar gaza neden olur?
  • Yemek yerken konuşmak, hızlı ve çiğnemeden yemek, yemek esnasında ve diğer zamanlarda şiddetli olarak iç çekmek mideye havaya gelmesine neden olur.
  • Baharatlı, acılı, ekşili, asitli, lif ve asit içeriği yüksek sebze ve meyvelerin çok miktarda tüketilmesi mide gazına neden olur.

Yemekler hangi yöntemle pişirilirse daha az gaz yapar?

Baklagiller ve lifli sebzeler;
  • Haşlayarak,
  • Kısık ateşte uzun süre pişirilerek,
  • Çok fazla baharat ve ekşi sos kullanılmayarak hazırlanmalı.
  • Gıdaların içine konulan yağ miktarının az tutulması, daha kolay sindirilmesini sağlar ve gaz oluşumunu önler.

Posalı yiyeceklerin faydaları

Posalı besinler hem tok hissetmenizi sağlayarak formunuzu korur, hem dışkılanma sayısını arttırarak kabızlığa iyi gelir, hem kolon kanserini kontrol altında tutar, hem de kolesterolü engeller. İşte posalı gıdaların önemi, faydaları ve onu hangi besinlerden karşılayabileceğimiz…

Posalı gıdaların önemi

Besinlerle alınan posa sindirim sistemi tarafından sindirilemeyerek kolona yani kalın bağırsağa ulaşır. Yetişkin bir insan bağırsağında yaklaşık olarak ağırlığı 1 buçuk kiloyu bulan 100 trilyon kadar bakteri bulunur. Bu bakteri miktarı insan vücudunun en küçük birimi olan hücre sayısının 10 katıdır. Yeterli miktarda posa tükettiğimiz takdirde kalın bağırsağımızda bulunan bu bakterilerden sizin için yararlı olanların sayısını arttırmak mümkün…

Kalın bağırsağa gelen posa orada bulunan yararlı bakteriler tarafından fermente edilir ve neticesinde kısa zincirli yağ asitleri, karbondioksit, hidrojen ve metan üretilir. Oluşan bu kısa zincirli yağ asitlerinin kolon mukozasının sağlığını olumlu yönde etkilediği biliniyor. Bağırsaklarda koruyucu bir zırh oluşturan bu yararlı bakterilerin sayısını ve aktivitelerini, diyet posasını yeterli tüketerek arttırmak mümkündür. Yüksek oranda basit şeker tüketimi bağırsaklarda zararlı patojen bakterilerin artmasına neden olduğu bildirilmiştir.

Formu korumak için birebir!

Günlük beslenmemizde tükettiğimiz basit şekerler bize yüksek oranda kalori sağlarken kan şekerinizde dalgalanmalara yol açarak çabuk acıkmanıza neden olur. Posasının su çekme yeteneği olduğundan mide içerisinde şişerek hacim yaratır ve siz midenizde fazladan hacim yaratmış birşey olduğu için kendinizi daha tok hissedersiniz. Ayrıca posa mideyi geç terk ettiği için bu tokluk hissiniz uzun süre devam eder. Bu iki olumlu etkisinin yanında kalori içermediği için formunuzu korumak adına, posa birebirdir. Eğer sık sık acıkıyorsanız, şeker tüketiminizi azaltıp posa tüketiminizi arttırma vakti gelmiş demektir.

Kabızlığa da iyi geliyor

Birçok insanın rahatsızlık duyduğu ve hemoroid, kolorektal kanser gibi hastalıkların oluşmasında rol oynayan kabızlığın gelişiminin önlenmesinde ve mevcut kabızlığın düzeltilmesinde posanın büyük etkisi var. Çözünür ve çözünmez olarak ikiye ayırdığımız posa tiplerinden çözünmeyen posa, kabızlığa karşı daha etkili olmakta, dışkı hacmini, ağırlığını ve dışkılama sayısını arttırmaktadır. Anadolu Sağlık Merkezi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Çağatay Demir bize kabızlığa iyi gelecek bir kahvaltı önerisinde bulunuyor.
  • 5 kaşık yulaf ezmesi
  • 4 adet küçük küçük doğranmış kuru kayısı
  • 1 avuç kuru siyah üzüm
  • 2 çorba kaşığı iri dövülmüş ceviz
  • 1 su bardağı süt

Yukarıdaki besinleri bir kasede karıştırıp, sabah kahvaltısı olarak tüketin. Gün içinde bol su ve hafif fiziksel aktivite yapmayı da unutmayın.

Kolon kanseri kontrol altında

Diyet posası birçok hastalığın oluşumunun önlenmesinde ve mevcut bazı hastalıkların seyrinde olumlu etki gösterdiği birçok çalışma ile rapor edilmiştir. Diyet posasının yeterli tüketimi kolo rektal kanser oluşumunun önlenmesinde olumlu etkisi olduğu bulunmuştur.

Kolesterolü de engelliyor

Posa içeriği yüksek gıdaları sık tüketen toplumlarda serum kolesterol düzeylerinin ve kalp hastalıklarından ölümlerin düşük olduğunu biliyoruz. Çözünebilir posa içeren yulaf, arpa ve pirinç kabuğu, karaciğerde kolesterol sentezini azaltarak kötü huylu (LDL) kolesterol düzeyinin düşmesini sağlarken iyi huylu (HDL) kolesterol seviyesinde herhangi bir düşüklüğe neden olmadığı için serum kolesterol kompozisyonunda oldukça önemli etki gösterdiği bilinmektedir.

Posayla diyabetsiz yaşam

Beslenme ve Diyet Uzmanı Çağatay Demir şeker hastalarını konuyla ilgili bilgilendiriyor. Şeker hastalığını kabaca iki grupta incelemek mümkün… Tip-1 diyabette vücutta yeteri kadar insülin yoktur. Tip-2 diyabette ise yeteri kadar insülin vardır ancak vücutta bu insülinlere karşı bir direnç söz konusudur. Bir başka deyişle tip-2 diyabette vücut mevcut insüline direnç gösterir ve insülin aktivitesini gösteremez.

Posa içeriği yüksek besinlerle beslenen toplumlarda, insüline bağımlı olmayan tip 2 diyabet görülme sıklığı birçok araştırmaya göre daha az bulunmuştur. Glisemik indeksi düşük olan posa, kompleks yapıda bir karbonhidrat türü olduğu için kan şekerini daha yavaş yükselterek, daha uzun süre kan şekerini regüle eder. Yüksek posalı diyetler, tip 2 diyabet tedavisinde insüline gereksinimi azaltmakta, dokuların insüline duyarlılığını arttırmaktadır. Yani posa vücudun insüline karşı gösterdiği direnci kırar. Bu gibi nedenlerden dolayı gerek tip II diyabetli bireyler gerekse tip 2 diyabet riski taşıyan bireyler diyetlerinde yeterli posaya yer vermelidirler.

Posayı hangi gıdalarla karşılayabiliyoruz?

Diyetle alınan posa başlıca kuru baklagiller (nohut, mercimek, barbunya, kuru fasülye), tam tahıllı ekmekler, sebzeler, meyveler ve tahıllardan karşılanır. Günlük diyetle yaklaşık olarak 20-30 g kadar posa alınması uygun görülmekte olup 4 besin grubundan yeterli ve dengeli beslenmek ve aşağıdaki bazı önerileri uygulamak bu posa gereksinmenizi karşılamanıza yardımcı olacaktır. Diyet posasının bu miktarlardan çok daha fazla tüketilmesi besinlerle alınan birtakım besin öğelerinin vücutta kullanılmasını önleyerek olumsuz etki gösterebilir. Bu nedenle faydalı diye düşünüp çok miktarda almak veya posa ihtiva eden haplar kullanmak sağlığı olumsuz etkileyebilir.

Posa alımını arttırmak için:
  • Günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve tüketin.
  • Kabuğu ile yenilebilen sebze ve meyveleri soymayın.
  • Çiğ tüketilebilen sebzeleri çiğ tüketin.
  • Haftada en az iki kez kuru baklagil tüketin.
  • Beyaz ekmek yerine tam tahıllı ekmekleri tercih edin.
  • Makarna tercihinizi kepekli makarnadan yana kullanın.
  • Mümkün olduğunca pirinç pilavı yerine posa içeriği daha yüksek olan bulgur pilavı tüketin.
  • Yaptığınız omletlere çeşitli sebzeler ekleyin.
  • Meyve suları yerine meyvelerin kendisini tüketin.
  • Yemeklerinizi mümkün olduğunca buharda haşlanmış sebzelerle servis yapın.
  • Kahvaltıda zaman zaman kahvaltılık gevreklere yer verin.
  • Çorbalarınızı posa içeriği yüksek mercimek, nohut ve diğer baklagiller kullanarak hazırlayın.
Kaynak: Pudra.com

Kabızlık nasıl giderilir?

Kabızlık durumunda nasıl beslenmeliyiz? Beslenme Uzmanı Esra Kurtuluş özellikle diyet yaparken sıklıkla görülen kabızlığın nedenlerini ve kabızlık durumunda beslenmemizde ne gibi tedbirler almak gerektiğini anlatıyor.

Kabızlığı, dışkılama sıklığının azalması ve dışkılama sırasında güçlük çekilmesi olarak tanımlayabiliriz. Özellikle diyet yapan kişilerde yağ ve lifli beslenmenin azalması ile kabızlık şikâyeti daha da artmaktadır.

Kabızlık nedenleri
  • Yüksek oranlarda rafine şeker tüketimi
  • Lifli besinlerin az tüketilmesi
  • Dışkılamayı sürekli ertelemek
  • Bağırsaklardaki iltihabi bir durum, tümör, kanser gibi nedenler
  • Uzun süren seyahat nedeni ile tembelleşen bağırsaklar
  • İlaçlar
  • Gebelik


Kabızlık bulgularını çok iyi değerlendirmek gerekir. Çok uzun süren ve beslenme ile düzene girmeyen kabızlık durumunda mutlaka hekime başvurulmalıdır. Bilinçsizce bağırsakların hareketini artıran laksatifler veya posa içerikli ilaçlar kullanılmamalıdır. Bilinçsizce kullanılan ilaçlar hem bağırsaklarınızın daha da tembelleşmesine hem de vücutta sıvı ve potasyum kaybına neden olmaktadır.

Kabızlığı önlemek için beslenmemizde ne gibi tedbirler almamız gerekir?
  • Sabahları aç karnına bol su içiniz.
  • Birden ve fazla yemek yemek bağırsakların çalışma düzenini bozduğu için kabızlığa neden olabilir, bunun için azar azar ve sık sık yemek yenilmelidir.
  • Yiyecekler iyice çiğnenmelidir ki, bağırsakta da kolay çözünebilsinler.
  • Su tüketmeyi ihmal etmemek gerekir. Günde 2-3 litre sıvı gıda tüketiniz.
  • Mürdüm eriği, kayısı, erik, üzüm gibi meyveleri yiyebilirsiniz veya kompostosunu içebilirsiniz. Özellikle sabahları su içtikten sonra 4-5 adet kuru kayısı yenmesi tavsiye edilir.
  • Kabızlığa neden olan aşırı şeker ve şekerli yiyecekleri tüketmekten kaçınmalısınız.
  • Kızartma, kavurma gibi yiyecekler kabızlığı tetiklediği için mümkün olduğunca az tüketilmelidir.
  • Öğle ve akşam yemeklerinde çorba içilmesini tavsiye ederim.
  • Et kabızlığı tetiklediği için et-tavuk yerine sebze veya balık tercih edilmelidir.
  • Yoğurt olarak prebiyotik olanları tercih edebilirsiniz.
  • Kabızlığın tedavisinde önemli bir yeri olan fiziksel aktivite için de önerim bol bol yürüyüş yapmanızdır. Ayrıca evde ayaklarınızı karnınıza doğru 15-20 kez itip-çekme hareketi yapmanız yararlı olacaktır.
  • Kola, kahve kabızlığa neden olduğu için tüketimini en aza indirmenizi öneririm.
  • Kuru fasulye, mercimek, nohut gaz yapabileceği ve dışkılamada acı çekmenize neden olacağı için tüketimine dikkat edilmelidir.
  • Bitki çaylarını, bağırsaklarınızı tembelleştirmemek adına, çok sık tüketmeyiniz. Haftada 1-2 bardak içebilirsiniz.
  • En etkili tedbir olan, lif içeren yiyecek tüketiminizi artırın.
Kaynak: Pudra.com

Kabızlığa Faydalı Besinler

Dr. Ender Saraç’tan kabızlık giderici tarifler
  • Kuru kayısıyı ve kuru mürdüm eriğini akşamdan bir bardak suyun içinde bekleterek sabah aç karnına bu suyu için. Suyu içtikten sonra kayısı ve erikleri yiyin. Bu işlemi her sabah tekrarlayın.
  • Keten tohumunu havanda biraz döverek sabahları aç karnına, az yağlı yoğurtla karıştırarak yiyin.
  • Akşamdan bir kilo arpayı üzerini örtecek kadar suyun içine koyun ve sabaha kadar bekletin. Sabah haşlayın ve içine iki adet kabak, bir miktar pırasa, ıspanak, kereviz sapı, bir çorba kaşığı zeytinyağı, bir tutam tuz ekleyerek pişirin. Hazırladığınız bu çorbayı sabah aç karnına için.
  • İki yumurta sarısını kek kabında iyice çırpın. Bir fincan sıvı yağın içine tarçını ekleyip ayrı bir kapta çırpın ve yumurtanın içine katın. 50 gr az öğütülmüş keten tohumu, 50 gr yulaf ezmesi, bir miktar mürdüm eriği, 1-1.5 kahve fincanı şeker, tam buğday ununu da ekleyerek normal bir kek hamuru elde edin. Hamuru 150-160 derecede pişirin. Keki iki ince dilimden fazla yemeyin.

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu’ndan kabızlık için pırasa
  • Zeytinyağlı ve pirinçsiz olarak pişirdiğiniz pırasa yemeğini haftada en az dört kez tüketin.
  • Sinemeki, kabızlığa karşı etkili bir bitkidir. Ancak bağırsağın içindeki kaydırıcı mukozayı da dışarı atacağından, sinameki kullanımını bıraktığınızda kabızlığınız daha da artacak, bağırsağınızın içi kuruduğu için kabızlığınız daha da şiddetli olarak devam edecektir.

Prof. Dr. Ahmet Maranki’den kabızlık giderici kür
  • Beş adet kuru inciri iyice yıkadıktan sonra bir bardak sıcak suyun içine koyarak 1-2 saat bekletin. Akşam yatmadan önce incirleri yedikten sonra üzerine de suyunu için. Birlikte ıhlamur da içebilirsiniz. Bu kür 3-4 hafta uygulandığında kabızlık için faydalıdır. Kuru incir, mide ve bağırsak mukozasını kalıntılardan, balgamlardan temizler ve rahat çalışmalarını sağlar. Ancak bu kür, şeker hastaları tarafından kullanılmamalıdır.

Diyet Uzmanı Taylan Kümeli’den kabızlık için bitki çayı formülü
  • Bir avuç içi kadar maydanoz, bir avuç içi kadar kiraz sapı, üç poşet yeşil çay, üç kayısı ve bir limonu beş bardak suyun içine koyarak kaynatın. Bu çayı sabahtan akşama kadar aralıklı olarak için.
Kabızlıktan hangi çay karışımlarıyla kurtulabiliriz?
Tıbbi Bitkiler Uzmanı Prof. Dr. Kerim Alpınar, kabızlık sorunu için su görünce şişen, dolayısıyla kitle artırımına neden olan bitkileri kullanmak gerektiğini belirterek, bu bitkilere örnek olarak keteni gösteriyor. “Keten müsilaj taşıdığı için çok yararlı ve etkilidir. Hem tahrişi azaltır hem de kitle oluşturur” diyor. Kullandığı bitkinin aniden etki etmesini, örneğin akşam alıp sabah dışkılama yapmak isteyenlere sinamekiyi öneren Prof. Dr. Alpınar, “Ancak dozunu çok iyi ayarlamak gerekiyor. Herkes farklı hassasiyete sahiptir. Kişi kendisi için en uygun miktarı deneyerek bulmalı” diyor. Sinamekinin çok tahriş edici bir bitki olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Alpınar, piyasadan aldığınız sinamekinin gerçekten sinameki olup olmadığını, hangi bitkiden elde edildiğini ve usulüne uygun kurutulup kurutulmadığını kontrol etmeniz gerektiği konusunda uyarıyor.

Kabızlık önleyici beslenme önerileri

Lifli, posalı besinler
Yumuşak ve yeterli sıvı içeren bir dışkı oluşturmak için her gün 20-35 gram lif alınması gereklidir. Örneğin fasulye, yulaf ve mısır gevrekleri, taze meyveler, kuşkonmaz, lahana, havuç gibi sebzeler yüksek miktarda lif içerirler. Ayrıca meyve, sebze ve salata tüketimini artırarak, meyve ve sebzeleri kabuklarıyla tüketerek, beyaz ekmek yerine kepek, yulaf veya çavdar ekmeğini tercih ederek, pirinç pilavı yerine ise bulgur pilavını tüketerek sağlıklı bir sindirim sistemine sahip olabilirsiniz.

Bol sıvı
Su yenilen besinlerin sindirilmesi, emilmesi ve hücrelere taşınması açısından oldukça önemlidir. Dolaşımı hızlandırır, dışkının yumuşak ve hacimli olmasını sağlar. Dolayısıyla günde 2,5 – 3 litre su tüketmek sağlıklı olacaktır. Ayrıca, sabah kahvaltıdan önce aç karnına erik veya kayısı marmelatı veya kuru kayısı yedikten sonra ılık su içmek de dışkının yumuşamasını sağlar.


Sakınılması gereken gıdalar

  • Dondurma, peynir, et gibi lif içeriği son derece az besinlerin alımını sınırlamak gereklidir.
  • Günde 5 bardak çaydan veya 2 fincan kahve gibi kafeinli içeceklerden fazlasını ve asitli, gazlı içecekler gibi hazır içecekleri tüketmeyin. Çünkü bu tür içecekler bağırsak çalışma hızını azaltır.
  • Muz, patates, elma suyu, ayva, havuç, kestane gibi yiyecekler bağırsak hareketlerini azaltır ve kabızlığı arttırır.
  • Sağlıklı beslenme adına sucuk, salam, sosis, pastırma gibi şarküteri ürünleri ve dalak, dil, işkembe, beyin, kokoreç, ciğer gibi sakatatları tüketmeyin.

Müshiller
Kabızlık çekenlerin aldığı desteklerden biridir müshiller. Memorial Hastanesi İç Hastalıkları Bölüm Koordinatörü Prof. Dr. Yavuz Baykal çoğu hastada müshillerin kullanımı gerekli olmadığını söylüyor. Ancak, diyet ve yaşam tarzı değişikliklerini yerine getirmelerine rağmen hala kabızlık çeken bir grup hastada bir süre için müshillerin kullanımı gerekebilir, diyor. Kullanımda değişik biçimlerde (toz, hap, şurup, ciklet) ve değişik içerikte (kitle oluşturucu, uyarıcı, tuzlu, vb.) pek çok müshil bulunuyor. Hangi hastaların, hangi tipte ve ne süre ile müshil kullanması gerektiğine ancak bir doktor karar verebilir. Dolayısıyla, doktora danışmadan müshiller kullanılmamalıdır.


Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu’ndan kabızlığa bitkisel kür
Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, şiddetli ve kronik kabızlık şikayeti olanlar için mükemmel bir destekleyici kür öneriyor:
9-10 adet taze portakal yaprağı bir su bardağı suda 6 dakika hafif ateşte kaynatılır. 6. dakikadan sonra ocaktan indirilir ve ılımaya bırakılır. Sabah kahvaltısından 1 saat sonra tamamı içilir. Bir hafta boyunca bir gün arayla her defasında taze hazırlayarak içilir ve kür sonlandırılır. Kabızlık şikayetinin durumuna göre haftada 2-3 defa tekrar edilebilir. (Kurutulmuş portakal yaprağının bu anlamda etkisi yoktur ve kullanılmamalıdır.)

 Kabızlığa iyi gelen yiyecekler listesi

 Erik

A, C ve B grubu vitaminleri ile potasyum, magnezyum, fosfor ve demir mineralleri açısından zengin bir meyve olan erik, kabızlık sorununda da birebir etkili. Sindirim sistemini çalıştırıp hazmı kolaylaştıran erik, iyi bir idrar söktürücü ve kabızlık giderici.

Özellikle komposto olarak düzenli yerseniz, bağırsaklarınızın çok iyi çalıştığını göreceksiniz. Kurutulmuş erik de kabızlığa karşı iyi bir ilaç. Erikleri akşamdan ıslatıp sabah aç karnına yemek, üzerine de suyunu içmek, kabızlık sorununa karşı oldukça etkili.

Elma



Kabızlığa karşı lifli gıdalar tüketmeyi tavsiye ediyor uzmanlar. İşte elma, bu gıdalar arasında en değerli olanlarından. Çünkü 180 gramında 5 gram gibi yüksek bir lif zenginliğine sahip.

Sindirim sisteminde büyük rol oynayan elmada bulunan suda çözünen lifler ve suda çözünmeyen lifler kombinasyonu, bağırsak hareketlerini tetikliyor ve hızlandırıyor. Ancak elmayı kabuklarını soymadan yemeyi alışkanlık haline getirmelisiniz. Zira lif, kabuğunda daha yoğun bulunuyor. Ayrıca elmayı yemeklerden önce yerseniz kabızlık sorununu gidermede daha etkili olur.

Ispanak



Vücut için gerekli mineral ve vitaminlere sahip, zengin bir bitki olan ıspanak, hazmı kolaylaştırıp kabızlığı önleme özelliğine de sahip.
Özellikle çiğ olarak salatada tüketildiğinde iyi bir lif kaynağı. Tabii çiğ olarak yemek istemeyip yemeğini de yapabilirsiniz. Bir de ıspanağı kaynatıp balla tadlandırarak içmek, kabızlığa iyi geliyor.

Lahana



Lahana, lifli gıdalardan olduğu için hazmı kolaylaştırıyor, kabızlığı önlüyor.

Haşlayıp balla tatlandırarak bir su bardağı kadar içebileceğiniz gibi; yapraklarını sıkarak suyunu çıkarıp, bu suyu sabah aç karnına, öğleyin ve gece yatmadan önce birer bardak içerek de tüketebilirsiniz. Ayrıca 10 adet lahana yaprağını kaynatıp ılınan suyundan günde 2-3 bardak kadar içerseniz de kabızlık sorununun önüne geçebilirsiniz.

İncir



Herhangi bir meyve ve sebzeye göre en yüksek lif içeriğine sahip olan incir, kabızlığın giderilmesinde, bağırsaklardaki toksik maddelerin atılmasında birebir etkili.

Kabızlık sorununda incirin tazesini tüketebileceğiniz gibi, kuru incirleri akşamdan suya koyup sabah aç karnına yiyerek de bağırsak faaliyetlerini artırabilirsiniz. Ayrıca beş adet kuru inciri iyice yıkadıktan sonra bir bardak suyun içine koyarak bir gece bekletip, yine sabah aç karnına yer ve üzerine de suyunu içerseniz kabızlık sorununda iyi bir sonuç elde edersiniz. Tabii bu kürü haftada birkaç kez uygulamanız gerekiyor. Ancak dikkat, bu kürün şeker hastaları tarafından uygulanması uygun değil!

Pırasa



Bol vitamin, mineral ve çeşitli nitritleri ile şifa verici özelliği bulunan pırasa, mide-bağırsak rahatsızlıklarında da oldukça etkili. Pırasa yemeğini sevenler yaşadı! Pirinçsiz olarak ve zeytinyağlı pişirilen pırasa, kabızlık sorununda ve bağırsak florasını düzene sokma konusunda oldukça etkili. Haftada en az dört kere tüketmeniz kaydıyla...

Kayısı



Yemeklerden sonra yenildiği zaman sindirime yardımcı olan yaş kayısı, biraz fazla alınınca ishale yol açabiliyor. Ama bu yönüyle kabızlığa karşı önemli bir ilaç aynı zamanda.

Güneşte kurutulmuş aşı kayısıyı sütle kaynattıktan sonra içerseniz, kabızlığa karşı iyi bir sonuç elde edebilirsiniz. Ayrıca beş adet kuru kayısıyı sıcak suyun içinde bir-iki saat beklettikten sonra özellikle akşam yatmadan önce yerseniz ve bu kürü üç hafta uygularsanız bağırsaklarınızı düzene sokabilirsiniz.

Sinameki



Sinemakinin müshil etkisi, içeriğindeki antrachinon türevleri ve bazı glikozitlerden kaynaklanıyor. Sinamekinin yaprağını kabızlık sorununda kısa süreli olarak kullanabilirsiniz. Ancak kullanma süreniz 10 günü geçmemeli. Aksi takdirde bağırsaklarınız tahriş olabilir. Bu tahrişi en aza indirmek için sinamekiyi tek başına değil, rezeneyle karıştırıp içmek daha uygun olur. Hem tek başına içeceğiniz sinameki, karın ağrısı ve gaz da yapabilir.

Üzüm



Kabuk ve çekirdekleri mideye zarar vermeden sindirimi hızlandıran, bağırsak sisteminin çalışmasını düzenleyen ve bağırsak sancısını gideren üzümün özellikle kuru olanı kabızlıkta birebir etkili.
Bir bardak kaynar suyun içine 10 gram kuru üzüm ilave edip 10 dakika kaynattıktan sonra içerseniz, kabızlık sorununun üstesinden gelebilirsiniz. Bu üzüm küründen her gün üç bardak içmelisiniz.

Zeytinyağı



Pek çok hastalığa faydası olan zeytinyağı kabızlık sorununda da etkili. Gastrit ve ülsere karşı korumada etkin olan zeytinyağı, hazmı çok kolay olduğundan, besinlerin bağırsaklar tarafından çok daha iyi emilmesini sağlayarak bağırsakların çalışmasını düzenliyor.

Zeytinyağı, ayrıca bağırsaklardan yiyecek geçişini kolaylaştırarak kabızlığa engel oluyor. Unutmayın, sabah kahvaltıdan önce alacağınız bir veya iki çorba kaşığı zeytinyağı, basit kronik kabızlığa iyi gelir. Daha iyi sonuç almak için suyla karıştırabilirsiniz.